kudüs doğumlu bir sanatçı arkadaşım şehirden on beş yıl önce göçen annesinin şabat'ta otobüs olmadığına inanamadığını söyledi. şimdi kudüs'te öğrenciler, bürokratlar (başbakan ve cumhurbaşkanının evlerinin önünden geçtim) ve köktendinciler dışında kimse yaşa(ya)mıyor.
bu arkadaşım duvar ötesine geçmiş; her zaman farklı yollar var, bilmek isteyen buluyor.
kalandiya kapısında başımdan geçen iki farklı kontrol olayını anlattığımda işte hep böyle rasgele, düzensiz, yarım bu işler dedi.
bir tarafına bakıyorsun tam anlamıyla "control freak": kibbutzların etrafında iki sıra dikenli tel ve hendek. (bu arada yunanistan polisi atina'daki öğrenci ayaklanmalarını bastırmak için elindeki göz yaşartıcı bomba stoğunu tüketmiş, israil'den alım yapacakmış. israil kontrol teknikleri uzmanı ülke)
öte yanına bakıyorsun duvar var, duvarda delikler var ve insanlar bu delikleri giriş çıkış için kullanıyorlar.
kontrol bazen sıkı, bazen gevşek. bazen yarım saat bazen üç.
öyle de akdeniz lakaytlığı.
yine de olayın iki tarafına da bakabilmek gerekiyor. gazze'ye bir buçuk km uzakta bir kibbutz'da evlerin içindeki çelik duvarlı acil durum odalarını, dışarda bombadan koruyan sığınakları görünce ve 'kimseyi öldürmeyen' bombalardan en günlük olay olarak bahsedilmesini duyunca...
tekrar nereden mi geldi. (zaten hiç aklımdan çıkmıyor da) doha uçağında (tel-aviv'de tanıştığım) aljazeera'da yapımcılık yapan ve birtakım toplantılar için aljazeera merkezine gitmekte olan bir arkadaşımla karşılaşınca.
No comments:
Post a Comment