“İkinci Daire
Strazburg, 19 Haziran 2009
Başvuru no: 4982/07, Kaos GL, Türkiye aleyhine
Sayın..
Mezkûr dilekçenizin kabul edilebilirliği açısından 16 Haziran 2009 tarihinde yapılan ön inceleme ardından, davaya bakacak daire başkanının, AİHM tüzüğü 2b&54. maddesi gereği, Türk hükümetini başvuru konusunda bilgilendirme ve yine hükümeti, başvurunun kabul edilebilirliği ve yerindeliği (haklılığı) konusundaki müşahedesini yazılı olarak sunmaya davet etme kararı aldığını bildirmek isterim.
Ekte, dilekçe sahibinin dikkatine sunulmuş, tebliğ sonrası prosedürle ilgili bir bilgilendirme notu bulacaksınız.
Başvuru, tüzüğün 54A ve sözleşmenin (AİHS) 29&3 maddeleri uyarınca, kabul edilebilirlik ve esas açısından ortak incelemeye uygun durumda. Sonuç olarak, eğer mahkeme başvuruyu kabul edilebilir ve esastan incelenebilir bulursa, 54A&2 maddesi gereği ivedilikle bir karara varabilecek.
Hükümet (Türk), müşahedesini, 9 Ekim 2009 tarihinden önce sunmaya davet edildi. Bu müşahede, 41. madde (tüzüğün de 60.maddesi) uyarınca size de iletilecek ki sonrasında, eğer gerekirse, hakkaniyetli bir sonuca ulaşma talebinizi de ekleyerek dilekçe sahibi adına müşahedeye yazılı olarak cevap verebilirsiniz.
Daire Başkanı, hükümete, müşahedesinin ekteki dokümanda (mahkeme kalemince hazırlanan vakıa sunumu ve taraflara yöneltilen soruyu içeren mektup) yer alan soruya cevap teşkil etmesi gerektiğini bildirdi.
Hükümet aynı zamanda, yukarıda belirtilen tarihe kadar, davanın dostane çözümü konusundaki tavrını belirlemeye ve gerekirse, dostane çözüme ilişkin önerilerini sunmaya (tüzüğün 62.maddesi) davet edildi. Aynı şeyi siz de, bu öneriler elinize ulaştığında yapabilirsiniz.
Tüzüğün 34&3 maddesi uyarınca, prosedürün bu aşamasında, dilekçe sahibi ya da temsilcilerinden gelen her türlü müşahedenin, mahkemenin resmi dillerinden biri ile (İngilizce ya da Fransızca) kaleme alınmasının gerekli olduğunu bilginize sunarım.
Bu arada dikkatinizi AİHM tüzüğünün 33. maddesine çekmek isterim. Bu maddeye göre mahkeme kalemine taraflar ya da diğer müdahillerce sunulan belgeler, daire başkanı söz konusu maddenin 2. paragrafında belirtilen nedenlerle aksi yönde bir karar vermedikçe kamuya açık olmak zorunda.
Ayrıca genel kural olarak, mahkeme kalemine sunduğunuz dokümanlardaki daha önce açıklanmamış bütün bilgiler, özellikle de adı belli ya da kimliği saptanabilir kişilerle ilgili bilgiler, kamu tarafından incelenebilir. Dahası bu bilgiler, mahkemenin internet aracılığıyla ulaşılabilen veri tabanında (HUDOC) yer alabilir.
Mahkeme veri tabanında başvurana ait bilgilerin (ad, soyad, doğum tarihi) eksiksiz yer almasını kolaylaştırmak amacıyla kişinin kimlik kartının ön yüzünün bir kopyasını bu alana yerleştirebilirsiniz.
Başvurunuza dair işlemlerde bir aksilik olmaması için size ilişikte kod-barlı 10 etiket gönderiyorum. Davayla ilgili olarak mahkemeyle her yazışmanızda lütfen bunları kullanınız. Mahkeme kalemine göndereceğiniz her yazının ilk sayfasının sağ üst köşesinde bu etiketlerden biri olmalı.
Saygılarımla
S. Dollé, bölüm zabıt kâtibi
Ek..
Kaos GL tarafından Türkiye aleyhine verilen dilekçe (nO 4982107, 26 Ocak 2007)
Olay:
Başvuran bir örgüt ve Sayın Aydın tarafından temsil ediliyor.
Başvuran, Kaos Gey ve Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği.
21 Temmuz 2006, Ankara savcılığı, anayasanın 28, ceza muhakeme usulü yasasının da 162. maddeleri uyarınca, örgütün çıkardığı derginin “Pornografi” başlıklı 28.sayısını toplatma emri çıkartmak üzere Sulh Ceza Mahkemesi’ne gidiyor. Aynı gün mahkeme talebi yerine getiriyor ve 24 Temmuz 2006’da 375 dergiye el konuyor. 28 Temmuz 2006’da dernek tarafından yapılan itiraz Ankara Asliye Ceza Mahkemesi’nce reddediliyor. 18 Kasım 2006 tarihli savcılık iddianamesinde, dernek başkanı ve dergi yazı işleri müdürü Umut Güner, basın yoluyla pornografik yayın yaparak ceza kanununun 226&2 maddesine aykırı davranmakla suçlanıyor. Hâlihazırda davanın, Ankara Asliye Ceza Mahkemesi’nde bir çözüme bağlanamadığı belirtiliyor.
Şikâyet:
Başvuran, Sözleşmenin 10. maddesi uyarınca, tartışmalı/üzerinde uzlaşıya varılamayan yayınlara el konarak ifade özgürlüğü hakkı ihlal edildiği için şikâyetçi. 6&1 maddesi gereği, mahkeme kararlarında gerekçe eksikliği olduğu şikâyetinde bulunuyor. Başvuran aynı zamanda, yetkililerin tavrının cinsel yöneliminden kaynaklandığını ve sözleşmenin 14. maddesine aykırı olduğunu dile getiriyor.
Taraflara Soru:
AİHS’nin (Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi) 10&1. maddesi gereği, başvuranın ifade özgürlüğü engellendi mi?”
No comments:
Post a Comment