yoo.
biraz da edward hopper konuşalım.
kim demiş "güncelci"ler sanat tarihinden anlamaz diye.
azı da fazlası da zarar bu meretin.
edward hopper and contemporary art diye bir sergiyle karşılaşıp
hopper'ın dört resmi karşısında jarmusch sekansları görüp arkada da ed ruscha'nın gasoline ve double standardlarına göz kırpıp, köşeyi dönüp rachel whiteread'ın 1993 tarihli bence şaheseri house'un yapım günlüğüne takılınca mest oldum. hemen ilerisinde bazı hopper çiziktirmeleri görmediğim. david claerbout'un iç yüzey/dış yüzey süreç videoları, markus schinwald'ın absürd performanslarına ev sahipliği yapan profili ve philip dilorca'nın erkek fahişe portrelerinden sonrasını görünce, iyi ama safe and sound, biraz yıkılsaymış fena olmazmış, ben olsaydım ne yapardım'ı da arada derede sorguladım.
bir de
uzun süredir görmediğim hatta bir o kadar daha göremeyeceğim eski bir arkadaşımın hediye ettiği hopper kitabını hatırladım.
ankara'da duruyor.
fotoğraf koymuyorum özellikle.
hopper severlere hayal imkanı.
selim birsel'e de bu sergiyi görmemi tavsiye ettiği için teşekkür. yoksa kunsthalle die burun kıvırırdım her zamanki gibi.
son not: demiyim dedim duramadım. bizim müzeler viyana'dan bazı corporate'ların sular seller paralar akıtarak son dakika müzayedelerde topladıkları herkes var koleksiyonlarını getirirler de böyle nadir yaratıcı müze aktivitelerini niye getirmezler, bilinmez.
No comments:
Post a Comment