adi sakalara malzeme olan anli sanli younger than jesus acildi. acilisina da gittik. bir turlu oturup yazma firsati bulamadim. ahmet ve pilvi, november, sylvia ve xurban'dan hakan istanbul baglantisi olarak acilistaydi. ortaligin ne kadar kalabalik oldugunu soylemeye gerek yok. ama isin guzel tarafi kalabaligin genel new yorker hip acilis kalabaligi degil uluslararasi olmasiydi. gelebilen, kendini geldirttirebilen sanatcilar oradaydi.
november soylediginde bi de gozlerimle goreyim dedim. sergide turk kosesi yapmislar resmen, ahmet ve emre'nin islerini yanyana yerlestirip yanina da haris epamonida'nin isini koymuslar. cok yaratici gercekten. ama serginin mantigini da ortaya koyan kucuk bir ornek. bu kulturlere ozenliyiz hepsini parcalara boler birbirinin yanina koyar baska turlu bir iletisimi baltalariz, modeli benim canimi cok ama COK SIKIYOR. bu anlamda sergi bir nevi hayvanat bahcesi ya da themepark olarak gorulebilir acikcasi.
kalabalik sergilerden de cok daraliyorum, new museum'un bu sergiyi bu kadar kalabalik yapmasinin amaci tabii hem whitney'in elinden bienal kozunu almak hem de bienal trienal bol olsun cok olsun gucumuz gorunsun hesabi. yine de bu kadar kalabaliga gore yerlestirmeler ortalama seviyede iyiydi. ama is secimleri acik soylemeli, turk kosesinden anlasilmistir, populistti. tabii pekcok ismin islerini de gezenler gorenler biliyordu. amerikali sanatcilarin yerlesim alanlarinin daha genis oldugu da dikkatlerden kacmadi.
malum kriz donemi yeni komisyon da yapilmamisti meshur genc isimlerden. benim ilk geziste sevdiklerim 3D Aids Collective, Dineo Seshee Bobape, Cyprien Muresan, Tigran Khachatryan ve Tala Madani'nin isleriydi. Burali elestirmenler Cyprien Gaillard'i pek seviyorlar, bir de yeni yildizlari Ryan Trecartin'i yere goge koyamiyorlar.
ote yandan sergi, boyle bir kusak tanimlanabilirse sayet, kusagin kendisiyle ilgili temel bilgileri ele veriyor. beslenme kaynaklarinin cesitliligi, blog, youtube myspace facebook iletisim ve arsivleme modellerinin sanatcilarin estetik anlayislarina da yansiyan etkisi.
birkac yildir cesitli yerlerde gordugum islerin hepsi bir araya geldiginde dunyayla ve meselelerle ilgilendikleri, ahval ve seraite iliskin bir gorusu olusturmaya calistiklari hissediliyor. bir de hepimizin bildigi gibi guncel sanatin artik tek bir merkezinin olmamasi, pek cok sehrin uretim ve gosterim merkezi haline gelmesi, acik ve net ortada.
gelen iki begendigim sergi yorumunun bir tanesi formcontent'i kuran caterina riva'dan (genc, enerjik, gozu saglam) bir tanesi de e-flux dergi editoru brian kuan-wood'dan geldi.
caterina tum muze bir bilgisayar oyunu gibi, elestirelligin zerresi yok derken brian da bu bir global MFA sergisi yorumunu yapti. (genc sanatci adaylarini sisteme pazarlama icin kullanilan MFA bitirme sergileri pek bi yaygin buralarda) ikisini duydugumda da cok eglendim, buraya yazmak icin ozel izinlerini bile istedim.
geri donersek forma cok duskun olan muhafazakar sanat elestirmenleri icin genc sanatcilarin bu formsuzluk-akiskan estetik hali- anti merkezkac vaziyetleri sasirtici. hala kendi starlarini overken ayni kusaktan baska bir snatcinin etkisinden bahsetmekte sakinca gormuyorlar. neymis efendim Ryan Trecartin oyle sahane bir sanatciymis ki kendi kusagina etkisi simdiden gorulebilirmis Dineo Bobape'nin islerinde. kolonyalizmin modasi hic gecmiyor.
acaba New York da Paris gibi "Ama merkez bendim bendim hala ben olmak istiyorum," krizine mi giriyor, diye dusunmedim degil. gercek su ki New York'u New York yapan kurumlar degil insanlar. hala cok saglam sanatcilar gurultuye katilmadan islerini brooklyn'deki veya east village'daki studyolarinda yapip cogunlukla amerika disinda gostermeye devam ediyorlar.
new museum'un bu sergide puani kurum olarak eksi, hem de baya eksi. sanatcilara yerlestirmeleri yaparken dogru duzgun davranmamislar. sanatcilarin bazilari hasbelkader kuratorlerden bazilariyla tanisabilmis. acilistan once sanatcilara yerlestirmelerin son hali icin bir tur duzenlememisler. sanatcilari birbirlerine bile tanistirmamislar. halbuki ortalik kurator adaylarindan gecilmiyor, birkacina rica etselerdi de yardim alsalardi bari. zaten new museum gercekten yeni nesil sanatcilarla ilgilenseydi, bunu bir indepth arastirmali gelistirmeli workshopli sergi serisi olarak duzenlerdi. ve de serginin kitabini da yeni yazarlara verirdi kendi nesilleri hakkinda yazmalari icin. kitap da sergi de orta kusak kuratorler yeni kusagi degerlendiriyor hali. Marketing maaaarketing deyip gecelim.
kriz notuyla bitireyim. Caterina krizin Londra'yi acayip vurdugunu herkesin cok karamsar oldugunu, New York'un gozune daha iyi durumda gozuktugunu soyledi yemek icin bulustugumuzda. burada da herkes her seyden kisiyor, durum o kadar da iyi degil dedim. kor korune Obamacilardan olmasak da, sonunda bunun New York'daki Obama etkisinden kaynaklandigi konusunda fikir birligine vardik. bugun ishe gelirken gordugum kamyonetin arkasi da ayni seyi soyluyordu "love your president x obama"
No comments:
Post a Comment