Sunday, September 6, 2009

fesuphanallah: hasankeyf esittir birtakim tahrip olmus yapilar


Cevre ve Orman Bakanlığı’ndan gelen cevapta, Ilısu Barajı’nın bir zaruret olduğu belirtilerek, barajın iş imkânı ve geçim kaynağı getireceği vurgulandı. Sular altında kalacak yapılarla ilgili de şu ifadeler kullanıldı: “Hasankeyf’teki en mühim tarihi ve kültür varlıklarına sahip olan ‘Yukarışehir’ suları altında kalmayacaktır. Sular altında sadece bir takım tahrip olmuş yapıların bulunduğu ‘Aşağışehir’ kalacaktır.”
Çevre Bakanlığı’nın yanıtı İTÜ öğretim görevlisi Prof. Dr. Zeynep Ahunbay’ı şoke etti: “Aşağı Hasankeyf demek, Hasankeyf’in en az yüzde 60-70’i demek. Birçok tarihi eser burada bulunuyor. Tahrip olmuş yapılar da olabilirler ancak bu eserler suya bırakılmayacak kadar değerlidir. Kale’nin aşağısında kalan tüm eserler Aşağı Hasankeyf’e giriyor.”
Hasankeyf’i Yaşatma Girişimi sözcüsü Diren Özkan’a göre ise tarihi eserleri ‘tahrip olmuş’ diye tanımlamanın bir anlamı yok:
“Eserlerin taşınacağı söyleniyordu. Ancak bu eserlerin taşınamayacağı anlaşılınca ‘harap olmuş’ şeklinde açıklamalar yapılıyor. Önemli olan eserlerin restore edilmesidir. Zaten kazılarda çıkan eserler de tahrip bir şekilde çıkıyor. O zaman hiç kazı yapılmasın ve eserler gün yüzüne çıkmasın.”

No comments: