Thursday, October 9, 2008

kapitalizmin sonu yeniden yaşasın marx diyorlar




















“Şüpheci görecilik, çoklu dil oyunları (ya da kamusal mutabakat), şimdiki zamanın estetik bir şekilde doğrulanması, ampirik tarihselcilik, altkültürlerin (ya da kültürel çalışmaların) kıymete binmesi vs. altüst edici kudretini yitirdi ve bu nedenle hâkim, yönetici düşünceye dönüştü. Bugün bütün bunlar iktisadi açıdan ileri ulus-devletlerdeki en muhafazakâr kurumların resmi doktrini haline geldi.”
...
Nedir transkritik yöntem? Karatani'nin kaleminden şudur: “Tayin edici olan, konumlar arasındaki ‘paralaks’tır. Kant da eleştirel bir şekilde bir oraya bir buraya doğru salınıyordu: Sürekli olarak, hâkim rasyonalizmin karşısına ampirizmle ve hâkim ampirizmin karşısına da rasyonalizmle çıkıyordu. Kantçı eleştiri bizatihi bu hareketin içinde var olur. Aşkın eleştiri, sabit duran bir tür üçüncü konum değildir. Yanal (transversal) ve konum değiştirmeye dayalı (transpositional) bir hareket olmadan var olamaz. İşte ben de bu yüzden Kant ile Marx'ın hem aşkın, hem de yanal olan o dinamik eleştirilerini ‘transkritik’ diye adlandırmayı tercih ediyorum.”
...
Zizek aynı düşünsel yöntemi şöyle tanıtıyor: “Transkritik adlı etkileyici kitabında, Kojin Karatani bu tür bir ‘paralaks bakış’ın eleştirel potansiyelini öne sürmeye çalışıyor: terimin tam Kantçı anlamıyla çatışkılı bir tutumla karşılaştığımız zaman, bir görünüşü bir başkasına indirgemeye yönelik (ya da, daha çok, bir tür karşıtların ‘diyalektik sentezini’ kurmaya yönelik) bütün çabalarımızdan vazgeçmeliyiz; tersine, çatışkıyı indirgenemez bir şey olarak ilan etmeli ve radikal eleştiri konumunu, bir başka konuma karşıt kesinlikle belirli bir konum olarak değil, konumların kendi aralarındaki indirgenemez yarık, aralarındaki tümüyle yapısal çatlak olarak kavramalıyız. Kant’ın tutumu bu yüzden ‘şeyleri ne kendi bakış açısından, ne de başkalarının bakış açısından görmek, fark (paralaks) aracılığıyla sergilenen gerçeklikle yüzleşmektir.'”

Benim notum: Transkritik'in mesele eleştirirken pozisyonları sabit tutmak değil gerekli yer değiştirmelerini görüp çatlaklar üzerinden ilerlemek demesi beni heyecanlandırdı. Marx'ı bir de Kant üzerinden okumayı deneyelim, bakalım. Sol bugünyeni bir koordinasyonun yanı sıra farklı okumalara da ihtiyaç duyuyor. Kitabın eleştirisinden alıntıladığım kısımlar, Elmas'ın geçen gün yazdığı eleştiri, içeriden-dışarıdan sorularına kısmen bir metodoloji cevabı olabilir.

No comments: