Sunday, February 14, 2010

vuslat

bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
omrun butun ikbalini vuslatta duyanlar,
bir hazzi tukenmez gece sanmakla zamani,
gormezler ufuklarda, safak soktugu ani...
gordukleri ru'ya ezeli bahcedir aska;
her mevsimi bir yaz ve esen ruzgari baska.
bulbulden o eglencede feryad isitilmez;
gul solmayi; mehtab, azalip gitmeyi bilmez...
gok kubbesi her lahza, butun gozlere mavi...
zenginler o cennettefakirlerle musavi;
sevdalari hulyali havuzlarda serinler,
sonsuz gibi, bir fiskiye ahengini dinler.
bir ruh, o derin bahcede bir defa yasarsa
boynunda o'nun kollari, koynunda o varsa,
dalmissa o'nun saclarinin rayihasiyle,
sevmekteki efsunu duyar her nefesiyle.
yildizlari, boydan boya dogmus gibi, varlik
bir mucize halinde o gozlerdendir artik.
kanmaz, en uzun buseye, optukce susuzdur
zira, susatan zevk, o dudaklardaki tuzdur.
insan ne yaratmissa yaratmistir o tuzdan...
bir sir gibidir azcok ilah oldugumuzdan.
onlar ki bu guller tutusan bahcededirler.
bir gun nereden hangi tesadufle gelirler?
ask, onlari sevkettigi gunlerde, kaderden
ruzgar gibi bir sevk alir, olduklari yerden.
geldikleri yol, omrun isiktan yoludur o!
alemde bir aksam ne semavi kosudur o!
dort atli o gerdune, gelirken dolu dizgin,
sevmis iki ruh ufku gorurler daha engin,
simalari her lahza parildar bu zeferle;
gok, her tarafindan, donanir mes'alerle!
bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
varlikta butun zevki o cennette duyanlar
dunyayi unutmus bulunurken o sularda,
-zalim saat ihmal edilen vakti calar da-
bir an uyanirlarsa leziz uykulardan,
bastanbasa, heryer kesilir kapkara, zindan...
bir faciadir boyle bir alemde uyanmak...
gunden gune, hicranla bunalmis gibi, yanmak...
ey tali! olumden ne beterdir bu karanlik!
ey ask! o gonuller sana maloldular artik!
ey vuslat! o asiklari efsuna ramet!
ey tatli ve ulvi gece! yillarca devam et!

yahya kemal

No comments: